Yeni bir görüş ortaya atıyoruz
“Vakit varken tomurcukları topla zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek yarın ölüyor olabilir…”
Ölü Ozanlar Derneği
Ruh sağlığı profesyonellerinin eşcinsellik hakkında kendilerine ait görüşleri olmalıdır ve taklitçilikten vazgeçilmelidir. Başta ABD ve AB ülkelerinden olmak üzere yurt dışı otorite destekli bilimsel yaklaşım iddiası (!), bazı kişileri ve kurumları nasıl böyle muhafazakâr ve tutucu kılabiliyor, üzerinde düşünmeliyiz.
Yurt dışındaki otoriteler ve ülkeler eşcinsellik hakkındaki görüşlerini bilimsel verilere göre değil tamamıyla ideolojik yaklaşımlarına ve kapitalist sistemin dayatmalarına göre oluşturmuştur. Bu sözde demokrat ve insan haklarına duyarlı ülkeler iki binli yıllarda Avrupa’nın göbeğinde yapılan Saraybosna katliamlarına, Filistin’deki katliamlara, sözde insan hakları adına sessiz kalabilmişlerdir. Eşcinselliğin bir hastalık olmadığını savunan uluslararası kuruluşlar ABD’nin askeri üssü Guantanamo’da esirlere yapıldığı iddia edilen işkenceleri görmezden gelebilmişlerdir. Bu nedenle eşcinselliğin tek bir durum olduğu ve tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını sürekli olarak yurt dışındaki otoritelere dayanarak açıklama biçimi de doğru bir yaklaşım değildir.
ABD ve AB ülkelerinin aldığı her karar ve uygulama doğru değildir. Aksi taktirde bir avuç insanın bir araya gelerek sözde Ermeni soykırımı yasa tasarıları kabul etmelerine veya onaylanmalarına tepki gösterme hakkımızı da yitiririz. İsveç Parlamentosu’nda ve ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı görüşülerek onaylanması nasıl çok yanlış bir uygulama ise, bir avuç bilim adamının tamamen ideolojik ve kapitalist sistemin dayatmalarına boyun eğerek aldığı “eşcinsellik bir hastalık değildir” kararı da o derece yanlıştır. Çünkü eşcinsellik tek bir durum değildir, birçok alt tipi vardır.
Ayrıca eşcinselliği hastalık olarak görmeyen uluslar arası kuruluşlar halen transseksüelliği hastalık olarak görmektedir. Ancak Fransız Sağlık Bakanı Roselyne Bachelot, geçen Mayıs ayında verdiği sözü yerine getirerek Şubat ayında transseksüelliği ruh hastalıkları listesinden çıkartan kararnameyi imzalayarak resmi gazetede yayınlattı. Ruh sağlığı ve hastalıkları bir bakanın veya bir avuç bilim adamının bir araya gelerek alacağı kararlarla “hastalıktır” veya “hastalık değildir” fetvasıyla ele alınamaz. Alındığında ve buna inanıldığında binlerce eşcinsele ve ailelerine çok büyük bir haksızlık yapılmış olur. İşin doğası gereği insana dair her durumun tartışılabilir olması gerekir, eşcinsellik tartışılmaz bir tabu veya dogma değildir.
Farklı görüşler olmasa, herkes aynı görüşte olursa toplum gelişebilir mi? Bir grup ruh sağlığı profesyoneli, eşcinselliği değişemez tek bir yapı olarak ele alma eğilimindeyken; bir grup ruh sağlığı profesyoneli de eşcinselliği hastalık olarak görmektedir. Türkiye’de ruh sağlığı profesyonelleri Amerika ve Avrupa’daki örneklerine benzer şekilde eşcinsellik konusunda bilimsel bir zeminde kendilerine ait bir görüş geliştirmeye çalışmalılar. Bu görüş illaki “eşcinsellik hastalıktır ya da değildir” gibi keskin saptamalarla tanımlanamaz. Bu şekilde bir değerlendirme yapmak bütün diğer ruhsal bozukluklarda olduğu gibi “normal” ile “psikopatoloji” ve “eşcinsel fantezi” ile “eşcinsel eylem” arasında geniş bir yelpazede bulunan insanlara büyük bir haksızlıktır.
CİSED olarak yeni bir görüş ortaya atıyoruz
Biz eşcinselliğin tek bir durum olmadığını, birçok alt tipi olduğunu, tek bir yapı olarak ele alınmaması gerektiğini ve bazı alt tiplerine giren eşcinsellerin tedavi arayışında olduklarını ve isterlerse tedavi edilebileceklerini, koruyucu ruh sağlığı sınırlarında sosyal bir problem olarak değerlendirilmesi gereken eşcinselliğin bir tercih olmadığını ama eşcinsel ilişki yaşamanın bir tercih olduğu görüşünü savunuyoruz. Ayrıca eşcinsellik insanda doğal olarak var olan bir yönelim değildir. Çocukluk çağında yaşanan travmalara, işgallere ve ihmallere bağlı olarak sosyal öğrenme ile ve yanlış eğitimle gelişmiş bir durumdur. İnsanın biyolojik doğasına uymayan bir sapmadır. Heteroseksüelliğin geni vardır ancak eşcinselliğin geni yoktur.
