'CİNSEL ŞİDDET ARTIYOR
'6000 KİŞİ ANKETE KATILDI
'AİLE İÇİ ŞİDDETE SON
'EĞİTİM ŞART
'DAHA ÇOK EVLİ KADINLAR CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR
'GENELLİKLE CİNSEL ŞİDDET "GİZLİ " KALIR!
'"NAMUS" KAVRAMININ ARKASINA SAKLANIYORLAR
'"FİZİKSEL" ŞİDDET SONRASI "CİNSEL" ŞİDDET DE UYGULANIYOR
'"CİNSEL MİTLER" ETKİLİ OLUYOR
'"MİNİ ETEK" CİNSEL ŞİDDET NEDENİ
'İNTİHARA SIK RASTLANIYOR
'DIŞARIDA MELEKLER!
'ALKOL KULLANIMI CİNSEL ŞİDDETİ ARTTIRIYOR
'TECAVÜZCÜ İLE EVLENMEYE ZORLANIYORLAR
'TECAVÜZ CİDDİ BİR SUÇTUR
'HER MESLEKTEN ERKEK CİNSEL ŞİDDET UYGULUYOR
'CİNSEL ŞİDDET UYGULAYAN ERKEKLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
'CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALANLARA ÖNERİLER
'CİNSEL ŞİDDET ANKETİ SONUÇLARI
'CİNSEL ŞİDDET ANKETİ SONUÇLARI
Açıklamalarıyla ve anket çalışmalarıyla gündem yaratan ve Türkiye'nin en çok konuşulan sivil toplum kuruluşu olan CİNSEL Tıp Enstitüsü'nün yaptığı araştırma sonuçlarına göre cinsel şiddet her geçen gün artıyor. Kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel şiddet içeren eylemlerde maalesef artış var.
6000 KİŞİ ANKETE KATILDI
Ülkemizde cinsel şiddetin her geçen gün arttığının altını çizen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A. Cem Keçe; "Daha önce yani 2005 yılının sonlarına doğru 1000 kadın üzerinde yaptığımız anketimize 2006 yılında yaklaşık 460 kişi daha eklendi ve 1460 sayısına ulaştık. 2007 yılının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde toplam sayı 6000'ne ulaştı. Tabi bu sayı istatistiki bilgilerde değişimlere yol açtı. Başta www.cised.org.tr web sitemizde yer alan anketimizin sanal ortamda doldurulması ve e-posta ile bize ulaştırılması olmak üzere, kadınlarımızdan enstitümüze gelen cinsel sorunlar hakkında danışma telefonları (0.312.346 24 24 ve 0.542.519 47 64 ) ve MSN Messenger (cinseltip@hotmail.com) başvurularında bizim ricamız üzerine doldurulan anketler ve nadir olarak da hedef saha çalışmalarında yüz yüze görüştüğümüz kadınlar üzerinde uzun soluklu bir anket çalışması yürüttük. Halen de internet üzerinden anketimize başvuru alıyoruz. Yaklaşık 4 yıldır yapılan çalışmada toplam 6000 kadın sayısına ulaştık. Yaptığımız araştırma sonuçlarının son verilerine göre; kadınların %40'ı fiziksel şiddete ve %20'ye yakını da cinsel şiddete maruz kalıyor yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlanıyor' dedi.
AİLE İÇİ ŞİDDETE SON
Son günlerde okulda şiddet olaylarının medyada sıkca yer almasının kendilerini şaşırtmadığını ifade eden CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A. Cem Keçe; "TÜBİTAK tarafından desteklenen ve 18 ay süren Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet araştırmasının sonuçlarıda bizim çalışmalarımızı destekliyor. Buna göre; kadınların kocalarından daha çok para kazanması, fiziksel şiddet riskini iki kat arttırıyor. Yine aynı araştırmaya göre; Türkiye'de her üç kadından biri dayak yiyor. Ancak aile kadar eğitim ve öğretim kurumlarında da şiddetin artması olayın geldiği nokta açısından çok düşündürücüdür. İlgili bakanlıklarımızın şiddetin önlenmesi amacıyla yürüttüğü çalışmalar istatistikî bilgiler elde etmeye yönelik. Okullarımızın güvenli olmaması, çeteleşme ve guruplaşmaların olması çok vahim. Bu nedenle sorunun çözümü için tüm bakanlıkların ve ilgili kurumların, sivil toplum kuruluşlarını da yanlarına alarak, ortak hareket etmesi gerekir. Şiddet; evde, okulda, kışlada, iş yerinde, sokakta, karakolda vb. her nerede olursa olsun çağdaş insana yakışmayan bir eylemdir, kanunlarımıza göre suçtur. Bu nedenle top yekûn bir duruş sergilememiz gerekir. CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız, toplumsal sorumluluk bilinci içinde hareket ediyoruz ve tüm sivil toplum kuruluşlarını aile içi şiddete hayır kampanyasına davet ediyoruz" dedi. Gerek sesli ve görüntülü yayınlarda, gerekse internet dünyasında cinsel şiddet olaylarının yaygınlığı bu tür eğilimlere hazır kişilerde şiddet eğilimlerini ortaya çıkardığını ifade eden Keçe; 'Bu bakımdan, medyanın cinsel şiddete yönlendirebilecek her türlü yayından kaçınması ve bu konuda çok daha bilinçli bir tutum sergilemesi zorunludur. Bu nedenle başta medya olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarına ve devletimize büyük görevler düşüyor' dedi.
EĞİTİM ŞART
Cinsel şiddetin önlenebilmesinde eğitimin önemine dikkat çeken CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Eğitim sadece okullarda verilen derslerden ibaret değildir. Eğitimin insanın doğduğu andan itibaren başlar. Çünkü hiç kimse cinsel şiddete maruz kalmak istemez, hiç kimse cinsel şiddeti hak etmez, hiçbir davranış cinsel şiddet için neden olarak gösterilemez, her tür cinsel şiddet kanunlar ve toplum önünde suçtur, hiç kimse cinsel şiddet uygulamak üzere doğmaz, onlar zamanla bu hale getirilir. Cinsel şiddeti cinsel mitler, yanlış kültürel değerler ve eğitimsiz toplumlar yaratır. Daha kaliteli ve çağdaş bir eğitim şart. Çünkü okullarda çocukların terbiye edilmesi için şiddet uygulanması hoş karşılanıyor, sayıları artık azalsa da erkeklere askerde şiddet ve şiddetin erkeklik için ne kadar gerekli olduğu öğretilebiliyor. Bu nedenle bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor" dedi.
DAHA ÇOK EVLİ KADINLAR CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR
Cinsel şiddete uğrayan kadınların %63'nün evli, %21'nin boşanmış, %7'nin nikâhsız birliktelik yaşayan ve %9'nun da bekarlar olduğunu belirten CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Araştırmamıza göre, cinsel şiddete maruz kalan kadınların %50'i ara sıra, %35'i bazen ve %15'i de nadiren olarak cinsel şiddete uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların %60'ı kocasından, %20'si boşandığı eşinden, %10'u birlikte yaşadığı erkekten, bir kısmının da akraba ve tanıdıklarının şiddetine uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların sadece %15'i yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, %12'si de karakola başvuruyor' dedi.
GENELLİKLE CİNSEL ŞİDDET "GİZLİ " KALIR!
'Açıkladığımız oranlar tahmini olarak daha yüksektir. Çünkü genellikle cinsel şiddet gizli kalır ve toplum olarak bu konuların konuşulmasından pek haz etmeyiz. Hiç şüphesiz, bu oranlar buz dağının sadece ucunu gösteriyor' diyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; bu durumda oranlardan ziyade pornografik filmlerde geçen sahneleri canlandırmaya zorlanan mor gözlü, tecavüze uğramış, kırık kemikli, ağır bedensel ve ruhsal travma geçirmiş kadınların sayısının her geçen gün artmasının daha fazla önem taşıdığının altını çizdi. Kadınların cinsel şiddet olaylarını duyurmamasının çok nedenli olduğunun altını çizen Keçe; 'Bedensel ve ruhsal bir travmaya maruz kalmış kadının, topluma mağdur olduğunu ispat etmesi yükümlülüğü de vardır. Bu nedenle kadınlar cinsel şiddeti gizlerler' dedi. Masum olduğunu kanıtlayabilse bile, toplumun, hatta ailesinin gözünde kötü şekilde algılanma korkusunun halen geçerli olan bir endişe olduğunu söyleyen Keçe; 'Bu durumdan kurtulması için bekar olan bir kadına kendisine cinsel şiddet uygulayan erkekle evlenmesi önerilir' dedi.
"NAMUS" KAVRAMININ ARKASINA SAKLANIYORLAR
Cinsel şiddetin daha çok erkekler tarafından uygulandığını iddia eden CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Cinsel şiddet ilişkilerdeki iktidar çekişmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmakta ve bir kişinin kendi rızası dışında cinsel bir eyleme hedef olması ya da buna kalkışılması olarak tanımlanmaktadır. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, her cinsiyetten, her meslekten ve her sınıftan insan cinsel şiddete maruz kalabilir. Cinsel şiddet sözle, dokunmayla, davranışlarla da olabilir. Cinsel şiddetle her yerde ve her konumda karşılaşılabilir. Kadınların hareket alanlarını sınırlamak, yaptıklarını denetlemek, disiplin, terbiye, namus kavramlarının ardına saklanmak cinsel şiddeti normal olarak göstermeye veya algılamaya yönelik kültürel bir eksikliğimizdir. Bu nedenle cinsel şiddet uygulayanlar daha çok namus kavramının arkasına sığınıyorlar' diye konuştu.
"FİZİKSEL" ŞİDDET SONRASI "CİNSEL" ŞİDDET DE UYGULANIYOR
Gazetelerin üçüncü sayfalarını dolduran kadınlara yönelik şiddet olaylarını; ırza geçme, ensest ilişki, fahişelik, pornografi ve eş dövme başlıkları altında toplanabileceğini ve fiziksel şiddete uğrayan kadınların büyük bir bölümünün cinsel şiddete de uğradığı söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Fiziksel şiddete maruz kalan kadınların %36'ya yakını, fiziksel şiddetten sonra cinsel şiddete uğruyor. İlişkilerde görülen acıların en yaygın olanı cinsel şiddettir. Kadınların çoğu dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama vb. cinsel şiddete de maruz kalmaktadır. Direndiklerinde veya itiraz ettiklerinde ise, tecavüze uğramaktadırlar' dedi ve tersi yönünde az sayıda örnek olmakla birlikte, şiddette mağdur olan tarafın genellikle kadınlar olduğunu ve zamanla ikili ilişkilerin içinden çıkılmaya çalışılan bir girdaba dönüştüğünü iddia etti.
"CİNSEL MİTLER" ETKİLİ OLUYOR
Cinsel şiddet uygulayan erkekler arasında yaptıkları çalışmada, bu erkeklerde; kadınların cinsel şiddet uygulanmasından haz aldıkları inancı gibi kadın cinselliğine ilişkin çarpık ve yanlış cinsel mitler, şiddet kullanmayı içeren sapmış bir cinsel uyarılma anlayışı, karşı cinsle ne zaman ve hangi koşullarda cinsel ilişki kurabileceğine ait beceri ve bilgi eksikliği olduğunu tespit ettiklerini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Cinsel şiddet olgularının kadınlar tarafından çok kere bildirilmemesini, kadınların aslında olayları kışkırttığı ve cinsel şiddetten zevk aldığı düşünceleri ile açıklayan cinsel mitlerin maalesef halen sürdüğünü üzülerek görmekteyiz. Aksine kadınların kuyruk salladığı, mini etek giyerek veya karanlıkta dolaşarak ya da başka yollarla erkekleri kendilerine saldırmayı kışkırttığı görüşüne sahip erkeklerin sayısında da artış vardır' dedi.
"MİNİ ETEK" CİNSEL ŞİDDET NEDENİ
Sadece mini etek giymenin kadınlara yönelik şiddet olaylarının belli başlı nedenlerinden biri olduğunu ifade eden CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Kadın ve erkek arasındaki güç ilişkisi kadınların aleyhine işliyor. Çalışan ve eğitimli kadınlar bile işyerlerinde cinsel tacize maruz kalıyorlar. Cinsel taciz de iş verimini düşürüyor' dedi. Cinsel tacize uğrayanların çevresinden dışlanma, işten atılma ve mimlenme endişesiyle bu durumu sakladığına da işaret eden Keçe; 'Cinsel tacizi önlemeye yönelik yeni yasal düzenlemeler yapılmalı ve toplumda bu konuya ilişkin bir duyarlılık oluşturulmalıdır' dedi.
İNTİHARA SIK RASTLANIYOR
Cinsel şiddete uğrayan kadınların ruhsal durumlarının çok kötü olduğunu ve intihara sık rastlandığını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Cinsel şiddete uğrayan kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama, ağrılı cinsel ilişki, korku, ürkeklik, içine kapanma, konuşurken gözle iletişim kuramama, çekingenlik, titreme krizleri, uykusuzluk, halsizlik, aşırı yorgunluk, kendini suçlama, sesli uyaranlara karşı aşırı tepki, bulantı, baş dönmesi, unutkanlık, çarpıntı, öfke patlamaları, umutsuzluk, çarpıntı, yalnız sokağa çıkamama, güvensizlik, yalnızlık, ağlama krizleri ve hayata karşı ümitsizlik sık
görülmektedir' dedi.
DIŞARIDA MELEKLER!
Şiddet uygulayan erkeklerin, yalnızca, hasta ruhlu ve alkolik olduğunu düşünmemek gerektiğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Aralarında normal, sorunsuz davranan erkeklerde çoğunlukta' dedi. Cinsel şiddet mağduru kadınların kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımladıklarını söyleyen Keçe; 'Hatta bazıları, ailesine ve dostlarına cinsel şiddete uğradıklarını söylediklerinde kimseyi inandıramadıklarını söylüyorlar' dedi.
ALKOL KULLANIMI CİNSEL ŞİDDETİ ARTTIRIYOR
Alkol kullanımının cinsel şiddeti arttırdığını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Alkollü olduklarında erkekler, daha rahat cinsel şiddet uygulayabiliyorlar ve şiddeti alkolün arkasına sığınarak açıklayabiliyorlar. Ancak, alkol şiddetin kaynağı değil erkeklerin kullandığı kötü bir araçtır' dedi. Alkol, uyarıcı ya da uyuşturucuların sağlıklı düşünmeyi ve iletişimi bozduğunun altını çizen Keçe; 'Hiç kimse alkol, uyarıcı ya da uyuşturucu madde etkisinde olsalar da cinsel şiddet davranışlarından sorumsuz tutulamaz' dedi.
TECAVÜZCÜ İLE EVLENMEYE ZORLANIYORLAR
"Ekonomik nedenler ve geçim sıkıntısı nedeniyle, kocaların kendi seçtikleri başka erkeklerle karılarının cinsel ilişkiye girme talepleri sanıldığı kadar nadir rastlanan durum değildir' diyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; kaçırılarak tecavüze uğrayan ve ailesinin zoruyla evlendirilen kadınların sayısında da artış olduğunu söyledi ve bu durumun kadın açısından ömür boyu cinsel taciz demek olduğunun altını çizdi. 'Aileler, bekâreti bozulan, başkasıyla evlendiremeyeceklerini düşündükleri kızlarını zorla, hatta döverek tecavüzcü ile evlenmeye zorluyorlar' diyen Keçe; tecavüzün travmasıyla kadınların cinsel isteksizlik ve cinsel soğukluk duyduklarını ve eşlerin bu nedenle fiziksel şiddet uygulayarak tecavüz etmeye devam ettiklerini belirtti. 'Tecavüzcü erkek cezalandırılmak yerine ailenin zoruyla mağdur durumdaki kızla evlendirilerek ödüllendiriliyor' diyen Keçe; bunun eğitimsizlik ve cahillikten kaynaklandığını söyledi.
TECAVÜZ CİDDİ BİR SUÇTUR
Tecavüzün sık rastlanan ve uç noktada bir cinsel şiddet olduğu söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Tecavüz bir kişinin kendi rızası dışında vajina ya da anüsüne penis ya da başka bir nesnenin girmesi ile cinsel ilişkiye maruz kalmasıdır. Tecavüz cilve veya naz yapılan ilişkide biraz ileri gidilmesi demek değildir, kişiyle iradesi hiçe sayılarak, aşağılanarak, hem bedensel, hem de ruhsal sınırların zorlanması ve zorla cinsel ilişki kurulmasıdır. Herkes tecavüze uğrayabilir, bunun için mini etek giymek ya da baştan çıkarıcı davranmak, doğru olmayan mekânlarda bulunmak gerekmez. Yine bilinenin aksine, tecavüz tecavüze uğrayan kişinin suçu değildir. Sadece kurbanlar ceza çekmemelidir. Tecavüzde bulunmak ciddi bir suçtur' dedi. Kadınların cinsel şiddete çeşitli şekillerde tepki gösterdiklerini söyleyen Keçe; 'Bazıları karşı koyar, bazıları korkar, bazıları ise kendini suçlar ya da karşı koymaz, kavga eder veya teslim olur' dedi. CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak yaptıkları araştırmaya göre kadınların %60'nın cinsel şiddetten sonra psikolojik ve tıbbi tedavi görmediklerini iddia eden Keçe; 'Pek çok kadının utanarak ya da korkarak cinsel şiddeti gizli tutma eğiliminde olduğundan bunu söylemeyeceği göz önüne alınırsa, gerçek rakamlar daha vahimdir' dedi.
HER MESLEKTEN ERKEK CİNSEL ŞİDDET UYGULUYOR
Yaptıkları araştırmaya göre fiziksel şiddetten hemen sonra %25 oranla kadınların tecavüze uğradıklarının altını çizen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; cinsel şiddet uygulayan erkeklerin büyük bir bölümünün gelir getiren bir işi olduğunu söyledi ve 'Bu durum cinsel şiddet uygulayanların işsiz, güçsüz erkekler olduğuna dair ön yargıyı geçersiz kılmaktadır. Cinsel şiddet uygulayanlar avukat, mühendis, iş adamı, doktor, mali müşavir ve sanatçılar vb. her meslek grubundan ve her kesimden erkekler olabilir. Bir diğer önemli nokta da bu acı ve inanılması güç olayların herkesin başına gelebileceği gibi, herkes tarafından da yapılabileceğidir' dedi.
CİNSEL ŞİDDET UYGULAYAN ERKEKLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Cinsel şiddet uygulamaya meyilli erkeklerin ikili ilişkilerde genellikle önceden sinyaller verdiğini belirten CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Sinyalleri anlamak ve karşınızdaki kişiyi tanımak kadınlarımızı sorunlu bir ilişkiye derinlemesine dalmaktan koruyabilir' dedi ve cinsel şiddet uygulayabilecek erkeklerin ortak özelliklerini sıraladı: 'Cinsel şiddet uygulama potansiyeline sahip erkeklerden kaçınmak için aşağıdaki sinyallere dikkat edin. Bunlar; ilişkiniz olan erkek kırıcı olursa, aşırı ve nedensiz yere kıskançlık gösterirse, aşağılayıcı yorumlar yaparsa, sizi görmezlikten gelirse, nasıl giyineceğinize karışır ve baskı yaparsa, sizi kendisiyle eşit konumda görmez ve kendini üstün görürse, çok fazla içki içer, uyuşturucu kullanırsa, sizi sarhoş olmaya, uyuşturucu kullanmaya veya cinsel ilişkiye girmeye zorlarsa, sert, sinirli ve tehdit edici biçimde davranırsa, ani çıkış ve inişleri varsa, genelde karşı cins hakkında olumsuz konuşursa, şiddet kullanma konusunda tehditkâr olursa dikkatli olunmasını ve ilişkinin yeniden gözden geçirilmesini tavsiye ediyoruz' dedi.
CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALANLARA ÖNERİLER
Cinsel şiddete maruz kalanlara, var olan durumu, kendilerini anlayacak ve destek verecek ve yardımcı olabilecek bir yakınına anlatmasını öneren CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. A. Cem Keçe; 'Polise başvurun, tıbbi ve psikolojik yardım alın ve durumunuzu tercihen bu konuda çalışan bir hukukçuya danışın' dedi. Bir yakını cinsel şiddete maruz kalanlara da önerilerde bulunan Keçe; 'Ona destek olun, dinlemeye hazır olduğunuzu gösterin, onu dinleyerek inandığınızı, bunun onun suçu olmadığını, olanlardan dolayı üzgün olduğunuzu ve yardıma hazır olduğunuzu belirtin' dedi. Cinsel şiddete maruz kalan kişilerin büyük olasılıkla korku, güvensizlik ve yalnızlık duyguları içinde olacağının altını çizen Keçe; 'Bu nedenle onunla vakit geçirin, hukuki danışmanlık ve tıbbi açıdan yardım almasını ve güvenlikli bir yerde kalmasını sağlayın, gündelik hayatında destek olun' dedi.
CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ'NÜN ADRES ve TELEFONLARI
Basın mensuplarına Cinsel Tıp Enstitüsü'nün telefon, e-posta, web site ve adresinin haberlerinde kullanmaları çağrısında bulunan Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; 'Değerli basın mensubu dostlarımız; yaptığımız, yapmaya devam ettiğimiz anketlere katılımın artması ülkemizde yaşanan cinsel sorunların fotoğrafını en doğru şekilde çekmemize yarıyor. Ancak haberlerinizde Cinsel Tıp Enstitüsü e-posta, web site, adres ve 24 saat hizmet veren telefonlarımızın kullanılması anketlere olan katılımları arttıracaktır. Böylece ülkemizdeki cinsel sorunların oransal olarak tespitine katkıda bulunmuş olacaksınız. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada enstitümüze verdiğiniz desteğin devam edeceğini umuyorum' dedi.