• Ana Sayfa
  • Cem KEÇE
  • Yasal Uyarı
  • İletişim
18 Eylül 2025, Perşembe
Cem KEÇE
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Cem KEÇE
  • Online Terapi
  • Makaleler
    • Vajinismus
    • Çocuk ve Ergen Psikoterapisi
    • Aile, Evlilik ve İlişkiler
      • Aldatma
    • Cinsel Sağlık
      • Vajinismus
      • Erken Boşalma
      • Orgazm Bozuklukları
      • Cinsel İsteksizlik
      • Seks Mutfağı
      • Eşcinsellik
    • Psikanaliz ve Psikoterapi
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar
    • Kişisel Gelişim
    • Güncel
  • Videolar
    • Aile ve Evlilik Videoları
    • Cinsellik Videoları
    • Vajinismus Videoları
    • Erken Boşalma Videoları
    • Aldatma Videoları
    • Kişisel Gelişim Videoları
    • Psikanaliz ve Psikoterapi Videoları
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar Videoları
    • Seks Mutfağı Videoları
    • Cem KEÇE Videoları
  • Sorular
    • Cinsel Sağlık
    • Evlilik ve Aile
    • Erken Boşalma
    • Vajinismus
    • Psikoterapi
  • Edebiyat
  • META
    • METASEKS
    • METAEVLİLİK
  • İletişim
No Result
View All Result
Cem KEÇE
  • Ana Sayfa
  • Cem KEÇE
  • Online Terapi
  • Makaleler
    • Vajinismus
    • Çocuk ve Ergen Psikoterapisi
    • Aile, Evlilik ve İlişkiler
      • Aldatma
    • Cinsel Sağlık
      • Vajinismus
      • Erken Boşalma
      • Orgazm Bozuklukları
      • Cinsel İsteksizlik
      • Seks Mutfağı
      • Eşcinsellik
    • Psikanaliz ve Psikoterapi
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar
    • Kişisel Gelişim
    • Güncel
  • Videolar
    • Aile ve Evlilik Videoları
    • Cinsellik Videoları
    • Vajinismus Videoları
    • Erken Boşalma Videoları
    • Aldatma Videoları
    • Kişisel Gelişim Videoları
    • Psikanaliz ve Psikoterapi Videoları
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar Videoları
    • Seks Mutfağı Videoları
    • Cem KEÇE Videoları
  • Sorular
    • Cinsel Sağlık
    • Evlilik ve Aile
    • Erken Boşalma
    • Vajinismus
    • Psikoterapi
  • Edebiyat
  • META
    • METASEKS
    • METAEVLİLİK
  • İletişim
No Result
View All Result
Cem KEÇE
No Result
View All Result
Home Makaleler Psikanaliz ve Psikoterapi

Öfkenin Dayanılmaz Ağırlığı

13 Haziran 2016
in Psikanaliz ve Psikoterapi
7 min read
0
136
VIEWS
Facebook'da PaylaşTwitter'da Paylaş

Yaşanan olayları kader, alın yazısı, nasip şeklinde değerlendirmek anlamına gelen “dışsallaştırma” savunma mekanizması, kişinin başarısızlıklarını dış etmenlere bağlaması ve onlarla müdahale edilemeyeceğine inanmasıdır. Yani kişinin kendi kişiliğinin bileşenlerini, çatışmalarını, mizacını, tutumlarını, düşünme tarzını, sanki dış dünyaya aitmiş gibi algılamasıdır. Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik çok güçlü bir duygu olan “öfke”, bir kişiye, bir şeye karşı duyulan olumsuz ve yıkıcı bir duygudur. Bu duygunun ortaya çıkmasında dışsallaştırma savunma mekanizmasının rolü büyüktür. Bu nedenle öfkeyi kendi benliğimizde içselleştirdiğimiz halde, bir başka kişide veya koşulda dışsallaştırdığımız çözümlenmemiş bir duygu, karşılanmamış bir ihtiyaç veya kabul görmemiş bir acı olarak düşünebiliriz. Bu acı da bizim kendimizi sevmemizi zorlaştırır.

ÖFKE ÇÜRÜK MEYVE GİBİDİR…

Öfke meyve sepetindeki çürük meyveye benzer, onu sepetten çıkarmazsanız bütün meyveleri çürütür. Kendinize zarar veren, isteklerinizi ya da ihtiyaçlarınızı karşılamayan, özgürlüğünüzü kısıtlayan, sizi mağdur eden, size adaletsiz davranan kişilere karşı öfke duymanız olağan bir durumdur. Karşınızdaki kişiye duyduğunuz öfkenin ardında gerçekte kendi kendinize öfke duyuyor olmanız yatar. Çünkü bir başkasına duyulan öfke her ne kadar haklı gerekçelere dayanıyor gibi görünse de, aslında bu öfke sizin bir parçanıza aittir ve sonunda ruhunuza ve bedeninize yıkıcı bir şekilde geri döner; ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklara neden olur, özsaygınızı düşürür ya da yok eder. Kusursuz olmadığınız ve güçsüz ya da yetersiz yanlarınız olduğu gerçeğini ve hayat karşısındaki acizliğinizi fark etmeniz, yaşadıklarınızı kontrol edemeyeceğinizi düşünmeniz nedeniyle kendinizi ümitsiz hissettiğinizden kendinize için için öfke duyarsınız. Kendinize yönelik bu öfkenizi kabullenmek yerine, bilinçdışında dışsallaştırır ve başkalarına yönlendirirsiniz. Öfkeniz giderek artmaya ve yayılmaya başlayarak tüm benliğinizi ve etrafınızdakileri çepeçevre sarar. Öfkeniz bir kısırdöngü içinde büyüyerek yıkıcı bir hal alır. Diğer bir ifadeyle öfke, kendinizi koşulsuzca ve olduğu gibi sevip kabullenmemenizden doğar.

ÖFKEYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

pasif agresif

PASİF AGRESİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU

16 Ocak 2024
depresyon

GÜLÜMSEYEN DEPRESYON

19 Ekim 2023
adobestock 187979592

Fonksiyonel Cinsel Terapi

1 Eylül 2022
eysvhoiwkauwelw[1]

Geçmişin Sirenleri

31 Mayıs 2021

Öfkenin içine saplandığınızda “kendini haklı çıkarmaya çalışan bir iç ses”, hissettiğiniz öfkenin nedenini karşı tarafta arama ve mutlaka ona haklı bir neden bulma çabası içinde sürekli konuşur. Bu çaba, öfkenizin dinmesine yaramadığı gibi, güçlenerek artmasına neden olur. Giderek büyüyen öfkeniz, size ciddi zararlar vermeye başlar. Gerçekçi olmayan düşünce, duygu ve tutumlardan kaynaklanan öfkenin dış dünyada dayandığı sağlam bir temel yoktur. Öfkenin kaynağı iç dünyada gerçekliğin çarpıtılmasıdır. Öfkeyle baş edebilmek için ilk şart, onu iyi analiz etmektir. Üstesinden gelinmesi çok zor ve güçlü bir duygu olan öfke, sanıldığı gibi kontrol edilemez değildir. Ancak öfkenin kontrol edilemeyeceğine dair yaygın bir şekilde benimsenen yanlış inanç, insanları bu duyguyla yüzleşmekten ve mücadele etmekten alıkoyar. Hatta “Zaten bu duygu benim kontrolümün dışında kendiliğinden oluşuyor” diye düşünülerek öfkenin dizginlenemez boyutlara erişmesine neden olur. Oysa öfkeyi kontrol etmek ve dizginlemek sizin kendi elinizdedir. Bunun için (1) öncelikle kendi içinizde kendinize karşı duyduğunuz öfkenin varlığını fark etmeniz gerekir. (2) Sonra, içinizde kendinize yönelik olan öfkeyi dışsallaştırdığınızı kabul etmeniz gerekir. (3) Dışsallaştırdığınız öfkenizi başka kişi ya da olaylara yöneltmek konusunda kendinizi haklı çıkarmak yerine, öfkenizin gerçek nedenlerini ortaya çıkarmaya çalışmanız gerekir. Öfke keskin sirke gibidir, küpüne, yani ruha ve bedene zarar verir. Bu nedenle bir şeye ya da birine öfke duymak, öfkenin doğmasına yol açan durumu ortadan kaldırmaz ama sizde ruhsal ve fiziksel yıkıcı izler bırakır. Öfkeyi dışa vurmak, onu yatıştırmak için başvuracağınız en kötü yollarından biridir. Çünkü öfke dışa vurulduğunda azaltmak yerine daha çok artar. Öfke uyandıracak düşünceler, zihninizi meşgul etmeyi sürdürdükçe, her yeni düşünce yeni bir öfke dalgasını da beraberinde getirir. Öfkenizi yatıştırmanın en etkili yolu; öfkelendiğiniz ortamdan ve kişiden hemen uzaklaşmak, ilgi odağınızı başka bir şeye yönlendirerek öfkenizi unutmaya çalışmaktır. Bunları yaptığınızda, öfkelendiğiniz olayı, durumu, kişi veya kişileri farklı şekillerde ele almak ve analiz etmek, yaşananları tekrar değerlendirerek olaya yukarıdan ve dışarıdan bakmak ve var olan durumu yeniden yapılandırmak için ihtiyacınız olan fırsatı kendinize vermiş olursunuz.

ÖFKENİN SORUMLULUĞUNU ALMAK…

Öfkelenen herkes, “Beni çileden çıkardı; beni delirtti; ben aslında böyle biri değilim; onun yüzünden bu hale geldim” gibi ifadeleri sık kullanır. Bu düşünce tarzı öfkenizi sahiplenmenizi ve öfkeye kapılmanıza neden olan duygu ve düşüncelerinizi fark etmenizi engeller. Bu yüzden de öfkenizin size dışarıdan yüklendiğine inanarak öfkenizi kontrolünüzün dışında bir alana çıkartır ve onu yenmek için yapabileceğiniz bir şey olmadığına, onu yaşamak zorunda olduğunuza inanırsınız. Oysa öfke duygusu bir çocuk gibidir ve sahiplenilmeyi bekleyen bu çocuğun annesi de öfkeye neden olan olay veya kişi hakkında zihninizden geçen düşüncelerdir. Öfke duygusunu ortaya çıkaran, aslında olaylar veya kişiler değil, sizin onlar hakkındaki düşünceleriniz, onlara yüklediğiniz anlam ve onlarla ilgili beklentilerinizdir. Öfke duygusunun sorumluluğunu almak için ilk önce düşüncelerinizin bir sonucu olarak hissettiğiniz öfkenin hangi düşünce ve inançla beslendiğini belirlemeniz ve bunları değiştirmeye çalışmanız gerekir. Daha sonra yapmanız gereken, öfkelendiğiniz duruma veya kişiye odaklanmayı bırakarak tüm dikkatinizi başka bir noktada toplamaktır. Bunun ardından da öfke duygusuna eşlik eden üzüntü, kızgınlık ve korku gibi diğer duygularınızın farkına varmaya ve bunları kontrol altına almaya çalışmanız gerekir. Bunun için de duygularınızı nasıl ifade ettiğinize ve duygularınızın sonucunda nasıl davrandığınıza dikkat etmeli ve olumsuz tavır ve davranışlarınıza engel olmaya çaba göstermelisiniz. Öfke duygunuz yoğunlaştığında ilk olarak ona yol açan durumdan veya kişiden uzaklaşın, kimsenin olmadığı bir yerde bağırın, yastığınızı yumruklayın, öfkenizi açık bir şekilde ifade eden ama asla göndermeyeceğiniz mektuplar yazın, sonra onları yakın ve küllerini rüzgarda savurun. Kızgınlığınızı ve diğer duygularınızı sağlıklı bir şekilde dışa vurmanız konusunda sizi cesaretlendirecek, tarafsız ve destekleyici birisiyle paylaşın. En önemlisi kendinizi ve hayatı olduğu gibi kabullenin ve sevin. Sadece kendinizden, seçimlerinizden, sözlerinizden ve davranışlarınızdan sorumlu olduğunuzu, kendiniz dışında hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğinizi ama öfke duymayı bırakmayı seçebileceğinizi unutmayın. Kabullenmek ve öfkeden uzak durmak dünyadaki olumsuzlukları değiştiremez ama sizin dünyanızı değiştirir.

ÖFKE HİSSEDENE AİTTİR…

İlişkide olduğumuz diğer insanlar, onları kırdığımız, bir şekilde mağdur ettiğimiz, istedikleri veya ihtiyaç duydukları bir şeyi onlardan esirgediğimiz veya onlara acı verdiğimiz zaman bize öfke duyarlar. Bizi kötü, sorumsuz, ilgisiz veya problemli biri olarak suçlarlar. Oysa gerçekte insanlar kendi içlerinde kabul edemedikleri ve dışsallaştırdıkları zayıflıkları onlara gösterdiğimiz veya kendilerinde eksikliğini hissettikleri güçlü yönlere bizim sahip olmamız yüzünden bize öfke duyarlar. “Öfkeyi hissetmek” ile “birisini öfkelendirmek” aynı şey değildir. Öfkelenmek ne kadar yıkıcıysa, öfkeden bir şeyler öğrenmek o kadar yapıcıdır. Eğer yaşadıklarımıza yukarıdan ve dışarıdan bakabilirsek, bize öfke duyulmasından çok şey öğrenebiliriz. Neden başkalarını aşağı veya kurban durumuna koyma ihtiyacında olduğumuzu anlayabiliriz; davranışlarımızın diğer insanlar üzerindeki etkilerinin farkına varabiliriz, kendimizi sorgulayabiliriz; başkaları üzerinde kontrol, güç ve egemenlik kurma yanılgısına iten kendi güvensizliklerimizle yüzleşebiliriz; neden cesaret kırıcı ve yıkıcı olduğumuzu anlamaya başlayabiliriz. Bu şekilde elde ettiğimiz farkındalıklar ile değişmeyi yani eylemlerimizi, söylemlerimizi ve seçimlerimizi değiştirmeyi seçebiliriz. Bize öfke duyanları birer öğretmen gibi görerek, onlardan öğrendiklerimizi olumlu yönde büyümek ve bütünleşmek için kullanabiliriz. Ancak öfkemizin sorumluluğunu alamadan, öfkeli olduğumuzu reddederken, kendimizi savunurken, kendimizi haklı çıkarmaya çalışırken ve öfkemizi kontrolsüzce dışa vururken, bu değişim sürecini yaşayamayız. Çünkü öfke hissedene aittir. Yapabileceğimizin en iyisi, kendimize güvenmek, vicdanımızı ve kendimizi nasıl hissettiğimizi kontrol etmek, başkalarına karşı yıkıcı olan davranış kalıplarımızı değiştirmek ve sonrasında onların öfkesini umursamamaktır. Böylece önce kendimize, sonra başkalarına karşı anlayışlı ve sevecen olmayı öğrenebiliriz ve bu şekilde dünyaya daha az öfke ama daha çok sevgi katabiliriz.

ShareTweetSend

Related Posts

pasif agresif
Psikanaliz ve Psikoterapi

PASİF AGRESİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU

16 Ocak 2024
depresyon
Psikanaliz ve Psikoterapi

GÜLÜMSEYEN DEPRESYON

19 Ekim 2023
adobestock 187979592
Psikanaliz ve Psikoterapi

Fonksiyonel Cinsel Terapi

1 Eylül 2022
eysvhoiwkauwelw[1]
Psikanaliz ve Psikoterapi

Geçmişin Sirenleri

31 Mayıs 2021
Psikoterapi
Psikanaliz ve Psikoterapi

Psikoterapide Mizah

17 Ekim 2020
okb
Güncel

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Pandemi

25 Eylül 2020
Next Post

Önce Ben Hep Ben

Sevgi ve Paylaşım Odaklı Vajinismus Tedavisi

Stres ve Kadınlar

Penis İle İlgili 22 Şaşırtıcı Gerçek

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

POPÜLER MAKALELER

  • Makaleler
mutlu cinsellik3
Güncel

CİLT GENÇLEŞTİRME VE BENZERİ PROSEDÜRLER VE CİNSEL YAŞAM

25 Ağustos 2025

Cilt gençleştirme, cildin daha genç, daha sağlıklı ve daha taze görünmesini sağlamak için yapılan bir dizi kozmetik prosedürü içerir. Bu...

Read more
mutlu cinsellik3

BOTOKS ENJEKSİYONLARI VE CİNSEL YAŞAM

25 Ağustos 2025
mutlu cinsellik3

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

25 Ağustos 2025
mutlu cinsellik3

MEDİKAL ESTETİK VE KOZMETİK DERMATOLOJİ UYGULAMALARI VE CİNSEL YAŞAM

25 Ağustos 2025
mutlu cinsellik3

YAŞLANMA KARŞITI İPUÇLARI: DAHA GENÇ HİSSETMENİN VE GÖRÜNMENİN YOLLARI

18 Ağustos 2025

SOSYAL MEDYA

VİDEOLAR

Sıradanlaşan Cinsel Hayatımıza Neler Yapabiliriz?

25 Haziran 2019

Psikoterapist Cem KEÇE Türkiye’de Cinsellik

25 Haziran 2019

Kadına Şiddet ve Kadına Yaklaşım

25 Haziran 2019

Terapide Bir Gün

25 Haziran 2019

İletişim

Telefon:
0(312) 213 01 32
0(533) 234 72 08

  • Ana Sayfa
  • Cem KEÇE
  • Yasal Uyarı
  • İletişim

© 2019 Dr. Cem KEÇE.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Cem KEÇE
  • Online Terapi
  • Makaleler
    • Vajinismus
    • Çocuk ve Ergen Psikoterapisi
    • Aile, Evlilik ve İlişkiler
      • Aldatma
    • Cinsel Sağlık
      • Vajinismus
      • Erken Boşalma
      • Orgazm Bozuklukları
      • Cinsel İsteksizlik
      • Seks Mutfağı
      • Eşcinsellik
    • Psikanaliz ve Psikoterapi
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar
    • Kişisel Gelişim
    • Güncel
  • Videolar
    • Aile ve Evlilik Videoları
    • Cinsellik Videoları
    • Vajinismus Videoları
    • Erken Boşalma Videoları
    • Aldatma Videoları
    • Kişisel Gelişim Videoları
    • Psikanaliz ve Psikoterapi Videoları
    • Psikolojik ve Ruhsal Sorunlar Videoları
    • Seks Mutfağı Videoları
    • Cem KEÇE Videoları
  • Sorular
    • Cinsel Sağlık
    • Evlilik ve Aile
    • Erken Boşalma
    • Vajinismus
    • Psikoterapi
  • Edebiyat
  • META
    • METASEKS
    • METAEVLİLİK
  • İletişim

© 2019 Dr. Cem KEÇE.

BİLGİ HATTI